Militarizm
Résumé
Türkiye feminist hareketinin kısa ama kocaman tarihi bu analizlere ışık tutmakla kalmıyor, feminist mücadelenin militarizmle hesaplaştığı zaman nasıl geleneksel muhalefet repertuarını kökünden sarsabildiğini gösteriyor. Hannah Arendt’in ifadesiyle “yeni bir süreç”[4] başlatabilecek ölçüde hem de.
Okuduğunuz makale söz konusu tarihin bugüne yönelik açtığı perspektifleri sorguluyor.
Seksenli yıllardaki filizlenmesinden itibaren, Türkiye feminist hareketi kadın-erkek eşitliği mücadelesinin ötesine geçerek kendini devletin ve sol hareketin hakim kıldığı milliyetçi ve militarist patriarkayla boğuşurken buldu. “Ulusun” ya da “halkın” çıkarlarına göre kurgulanmış olan “kadın kurtuluşu”nu ve buna bağlı sosyal düzenleri sorun edince, feminist hareket Türkiye’de ulus-devlet yapılanması açısından görülmemiş ve beklenmedik bir çatışma dinamiği haline geldi.
Loading...